Mutluluk

Bizlere ailelerimiz tarafından mutlu olmak farklı şekilde öğretildi. Bir çoğumuz ailelerimizden iyi bir işin olsun iyi bir eşin olsun diyen sözler ile büyütüldük. Ailelerimiz iyi bir üniversitede oku, iyi para kazanacağın bir işe sahip ol, diye birçok şeyi yaşamımıza empoze etti ve bizlerde çocuklarımızın yaşamlarına empoze etmeye çalışıyoruz. Ama kaçımız bu iyi kelimesinin tam karşılığı konusunda ailelerimiz tarafından bilgilendirildik. İyi sözlük anlamı olarak başka iken iş konusunda iyi karşılığı; yüksek maaşlı, kariyerli bir iş olması anlamında kullanıldı. Eş konusunda ise aileler bu kızın ya da erkeğin iyi bir işi var karakteri iyi, ailesi bizim aile için uygun deyip çoğu zaman evlenecek kişiler birbirini tanımadan ailelerin tanıması ve onay vermesi ile evlilikler olmaktaydı ve olmaya devam etmekte. İyi iş ve iyi eş isteklerinin sonucunda, maaşı yüksek bir eş sahibi fakat mutlu olunmayan problemli evlilikler ile karşılaşıyoruz. 

Peki bizler mutluluğu ailelerimizin öğrettiği dışında nasıl tanımlıyoruz ve çocuğumuza mutluluğu nasıl öğretiyoruz. İyi bir işe sahip olmak bizi mutlu eder mi? İyi bir işe sahip olmak ne demek? Kime göre neye göre iyi bir iş, iyi bir eş ya da okul kişiyi mutlu eder? 

Bu yazı öğretilen iyi kavramı üzerine değil tabii ki ama günümüzde bu iyi kelimesinin yanında mutluluk kelimesini çocuklarımıza öğütlüyoruz. Bu iki kelime birbirini tamamlıyor gibi gözükmektedir. İyi para kazanıyorsan mutlu olursun gibi, cümlelerde bir arada kullanılan iki kelime olmuştur.

Doğal olarak mutlu olmak insan hayatındaki en büyük isteklerden biridir. Çevremizdeki her bir birey bize mutlu olmak için hayatımıza hedefler yüklerler. Mutluluk hakkında söyleyecek bir şeyleri olmayan kişi yoktur sanırım. Biri mutluluğu ulaşılmaz bir şey olarak tanımlarken. Bir başkası gezmek, eğlenmek, para kazanmak olarak tanımlayabilir. Başka biri huzurlu olma ve hayatımızdan memnun olma hali olarak tanımlayabilir. 

Bu makalemi okuyan siz, mutluluğu kendiniz için nasıl tanımlıyorsunuz?

…………………………………………………………………

 Toplumumuzda doktor olmak saygın ve statü sahibi olunmasını sağlayan bir meslektir. Bu saygın meslekten dolayı ailemiz bizim doktor olmamızı isterse fakat bizi mutlu edecek meslek bu değilse ne yaparız? Tıp fakültesinde okuyan fakat bu mesleği yapmak istemeyen danışanıma Neden tip fakültesinde okuyorsun diye sorduğumda ailem tıp okumamı istedi doktor olmamı istedi diye cevap verdi. Danışanımı tıp fakültesinde okumak mutlu etmiyordu. Danışanımın, gelecekte doktor olması onu mutlu etmeyecekti. Mutlu olmayan bir doktor insanlara gerçek anlamda nasıl katkı sağlayacak? Ama ailesine ya da birçoklarına göre onun iyi bir işi olacaktı ve işinden dolayı iyi bir eşi de olacak mıydı?

Bizler tıpkı ailelerimizin bize verdiği gibi çocuklarımıza mutlu bir hayat sürmeleri konusunda öğütler veririz. Peki bizler mutluluğu farklı kavramlara yerleştirmekte iken çocuklarımıza mutluluğu nasıl tanımlarız? Benim düşüncem, çocuklarımıza öncelikle hayatlarından memnun olmayı öğretmeliyiz. Onların yaşamlarına ebeveynler olarak hedefler koymamalıyız. Hayatlarını ve kendi hedeflerini çizmeleri için onlara destek olmalıyız. Gençliğimizde bize sunulmayan imkanlardan dolayı yapmak isteyip de yapamadıklarımızı çocuklarımızın yapması için zorlamayalım. Onların yetenek ve kabiliyetlerine göre çocuklarımızı yönlendirmeliyiz. Yoksa gelecekte toplumumuza göre saygın bir mesleği olan fakat problemleri çözemeyen ve problemleri içinde yok olan bireyler yetiştiririz. Bizim için iyi olduğunu düşündüğümüz şey çocuğumuz için iyi olmayabilir. Ben olamadım çocuğum olsun kavramı ne çocuğu mutlu eder ne de onlar için iyi olan istek olmayabilir. Çocuklarımızın iyiliğini ister iken farkında olmadan hayatlarına kötülük yapmış olmayalım. Hayatlarından memnun olan, kendine saygısı olan, kendi problemlerini çözme konusunda yetişen çocuklar iyi ve mutlu olmayı çözmüş bireyler olacaklardır.