
Öfkeyi kısaca tanımlarsak; Kişinin kendisinin herhangi bir durum ya da olay karşısında engellenmesi, incinmesiyle ortaya çıkan saldırganlık, kızgınlık ve şiddet uygulamaları olarak kısaca tanımlayabiliriz. Öfke duyduğunuz zaman genellikle iki seçeneğiniz vardır. Birincisi saldırgan davranışlar yaparak şiddet göstermek ve ikincisi ise öfkeyi yenerek onu kontrol altına almak ve öfkenin enerjisini pozitif hale dönüştürmektir.
Öfke yaşandığı anda müdahale edilmesi gereken bir davranıştır. Çünkü o anda ya iyi olanı ya da kötü olan alternatiften biri seçilmesi gerekir. Öfkenin kontrol edilmesi, şiddet duygusunun saldırgan davranışlara dönüşmesini engellemek içindir. Öfke kontrolü, başta öfkeyi yaşayan olmak üzere, kimsenin zarar görmemesi içindir. Kişi öfke kontrolünü sağlamayı başarırsa, ortam gerginlikten kurtulur. Kişi daha sağlıklı düşünmeyi başarır. Hatayı kişiselleştirmek yerine hata nedeni üzerinde durularak sorun çözülme imkanı gelişir. Böylece öfkenin enerjisi pozitif hale dönüştürmüş olunur.
Öfkenin çıkış noktası olarak, yaşanma sıklığı ve şiddeti düşünüldüğünde karşımıza bize hiç de yabancı olmayan dört merkez çıkar. Bunlar:
- Aile yaşamı
- Çalışma hayatı
- Trafik
- Sosyal çevre
Aile Yaşamı
Maalesef ki öfkenin çıkış merkezi olarak aile yaşamını söyleyebilirim. Aile, en ciddi anlaşmazlıkların ve sorunların yaşandığı ortamdır. Üzülerek söylemek zorundayım ki aile yaşamı öfkenin ilk yaşandığı, yaşatıldığı ve öfkenin öğrenildiği yerdir. Aile ortamında öfkenin çıkış nedenleri olarak; yanlış iletişim kurmak, sevgi, saygı, empati yaklaşımlarının olmaması gibi nedenler sıralayabilirim.
Aile içi uyumsuzluklar, tartışmalar ve baskılar sonucu kazanılan kötü alışkanlıklar bütün hayata yansıdığı gibi öfke nedenlerinin de temelini oluşturuyor. Öfkenin okulu maalesef ki aile ortamıdır.
Çalışma Hayatı
İşyerindeki öfke sinsi şekilde ilerler. Kolay kolay açığa çıkmaz. Öfkenin işyerindeki etkisi verimliliğin azalmasıdır. Öfke yaşayan çalışanlar işten atılma ya da ceza alma gibi nedenlerden dolayı öfkelerini saklamak zorunda kalırlar ancak, öfkelerini iş yerlerine zarar vererek çıkarmaya çalışırlar.
Trafik
Trafik, bir ülkenin gelişmişliği hakkında önemli bir göstergedir. Maalesef trafik konusunda pek de parlak durumlarda değiliz. Birçok insan öfkesini en sık trafikte yaşar. Kuralların eksiksiz uygulandığı bir sistemde insanlar ne yapmaları gerektiğinin farkında olacakları için kendilerini sistemin kurallarına şartlandıracak ve beklentilerini ona göre yönlendireceklerdir. Sistemin uygulanmaması halinde bu durum karmaşaya ve ardından öfkeye neden olur. Ülkemizde her bir kişi trafikte kendi kurallarını koyduğu için öfkelenme durumları fazlaca görülmektedir.
Sosyal Çevre
Sosyal çevre içerisinde bulunan arkadaşlar, akrabalar ve komşularla zaman zaman sürtüşmeler yaşanabilir. Bu durumlar öfkenin ortaya çıkmasına neden olur. Eğer öfkemizi kontrol edemezsek ilişkiler bozulur, küskünlükler oluşur.
Öfkeyi kontrol altına almak için deneyebileceğiniz bir yöntemden söz etmek istiyorum:
İlk adımınız duygularınızı dinlemek olmalıdır. Öfkeniz belirli bir kişiye, kişilere yönelikse o insanlara karşı düşmanca duygular yaşayacaksınız. Bu durumdan kaçınmanın en iyi yolu doğrudan o insana odaklanmak yerine doğru olan onun ne yaptığına, sizde oluşan olumsuz duygular uyandıran şeyin gerçekten ne olduğuna odaklanmaktır. Bura da amaç, sizin öfke duygularınızın kabarmasına neden olan insana karşı agresif duygular beslemek değildir. Asıl amaç kişinin size karşı yaptığı yanlışa ve bunun sizi nasıl etkilediğine odaklanmaktır. Gerekirse, sesiz ve kendinizle konuşabileceğiniz bir yere geçin. Yüksek sesle neler hissettiğinizi söyleyin. Hissettiğiniz duygularınızı kapatmayın ya da bastırmayın onların ortaya çıkmasına izin verin. Kendi kendinize öfkenizle yüzleşin. Öfkenizle yüzleştikçe, kas gerilimi veya nefes alıp vermelerinizin hızlanması gibi fiziksel değişimler fark edebilirsiniz.
Öfkenizle yüzleştiğinizde ondan kurtulmak için odaklamalısınız. Amacınız öfkemizi boşaltmak ve rahatlamaktır. Lütfen bu yanlış anlaşılmasın, burada agresifleşmek, ortalığı kırıp dökmek ya da yeni bir öfke durumundan söz etmiyorum. Öfkenizle, kırgınlığınızla bağlantı kurduğunuzda ve bunları boşaltmak istediğinizde gerçekten bu öfkeyi kabul etmeye ve ondan kurtulmaya niyetlenin. Unutmayın öfkeyi boşaltmanın amacı yeniden öfkelenmek değildir. Bu boşaltmanın amacı içinizde olan öfkeden kurtulmaktır.
Öfkenizden kurtulmak için öfkenizi kendinizden uzaklaştırın. Kendi kendinize” ben bu öfkeyi istemiyorum ve bundan kurtuluyorum” deyin. Bunu yapmak öfkenizi dışarı akıtmanıza veya öfkenizi tüketmenize neden olacaktır. Bunun sonunda da kendinizi rahatlamış hissedersiniz. Bu durumda artık öfkenizle baş etmeye hazır durumda olursunuz. Olabildiğince olumsuz duygularınızdan uzaklaşın. Bunu yaparken nefes eğersizleri yaparak, kendinizi daha rahatlatabilirsiniz. (Örneğin; sabit bir ritimde nefes almaya çalışın. En iyi yöntem derin nefes almak ve beş saniye o nefesi tutmak ve diğer beş saniye de nefesi yavaş yavaş vermenizdir. Bunu yaparken içinizden sayabilirsiniz. Bu nefes alma yöntemini ihtiyaç duyduğunuz kadar yapabilirsiniz. Fakat en az beş dakika kadar yapmalısınız. Bunu yaptıkça rahatladığınızı hissedeceksiniz.)
Gerekirse vücudunuzda herhangi bir kasın gerildiğini hissederseniz, o bölgenizi rahatlatmaya çalışın, kaslarınızı gevşetin. Kaslarınızı gevşetmek için vücudunuzdaki kasları kasmak ve daha sonra serbest bırakmak sizi rahatlatacaktır. Mesela bir yere oturun ve omuz kaslarınızı kasın ve bırakın, boynunuzu sağa sola, öne yana çevirin. Kendi kendinize yüzünüze masaj yapın. Bu gibi egzersizler sizi rahatlatacaktır. Nefesinize odaklanın. Daha fazla sakin ve daha huzurlu olmaya çalışın. Acele etmeyin bu adımı uzun uzun uygulayın. Rahatça nefes almaya devam ederken sevgi, huzur, sevinç ve merhamet gibi olumlu duygulara odaklanın ve bu duyguları hissetmeye çalışın. Bu duyguların sizi ve öfkeli olduğunuz insanı da düşünerek sıcak bir battaniye gibi sarmasına izin verin. Öfkelendiğiniz her durumda bu yöntemi yapmayı deneyin. Ta ki öfkenizi tamamıyla kontrol altına alana kadar, kontrolü elinizden bırakmayın.